Şubat 25, 2009

gidenler ve yitenler üzerine

"salağa yattım uyuyakaldım.."

ayağa kalk.
doğrul artık. arkana bakma. ya da bak.. gördün mü? hala orda. hala onunla konuşmakta.
sonra çevir kafanı. ellerine bak. soğuklar, değil mi? neden alev alev değiller? titremiyorlar. hilal biçimli izler bırakmıyor tırnakların avuç içlerinde. ah, ama yeni kesmiştin, öyle ya..
gitsene evine.takip etme topluluğu. azap çekme artık. aldanma. kes sesini be! hava çok soğuk. ellerin.. onlar da öyle. pantolonunun ceplerine soksana ellerini. insanları takip etme. ellerin ceplerinde. ve müzik. 5 sn. basılı tut açma/kapama düğmesine.
neydi boynuna sarılan? serbest kalmak için. seni bekliyor. bırak onu. bırak gitsin. ne fayda getirdi ki zaten? gülmek mi daha fazla kas gerektiriyordu koşmak mı? tak kulaklıklarını. soğuk ama. üşüme. bırak onları. kalabalıklar. hem ne işin var ki ikisinin arasında? ah, tabi. sesler. dinle. başka birşey düşün. unut ne kadar hevesli olduğunu. eziyet etme kendine. 1 yaşına basmak üzere. hatırlıyor musun? benziyor değil mi? isimler çok mu farklı? ya zaman? ne zaman çok geç olur? en son ne zaman geç olmuştu?
kızgınsın. burnundan soluyorsun. seni tanıyor muyum? derinden gelmiştin değil mi? soru sorma. sus. izle. öfke mi bu? neden ellerin titremiyor ama? neden müziğin sesi bu kadar alçak? neden hep düşen sen oldun? ittiremedin. unuttun. unutkansın. öfkelenmeyi unuttun. affetmeyi de. affetmek mi? duydun mu? evet, o. 3. neredeydi bu? hah.
gelmeyecek. düştün çünkü. ayağa kalk. tükür ellerine, sonra dizlerine sür. özledin. çok oldu. aklında. bırak. neydi? bire-bir, ikiye-bir. iki mi? kaç? koş. bakma arkana. hala onunla. hala konuşuyor. ve gülüyor. eğleniyor olmalı.
sen neden gülmüyorsun? unuttun değil mi? unutkansın. oysa böyle değildin.evet, tanıyorum seni. küçüktün ama mutluydun. şimdi neden değilsin? büyümek zor mu? küçük kalsaydın keşke. gülerdin hep. gülüyorsun ama samimi değilsin. kalksana! ne de çabuk unuttun. 'ben tek siz hepiniz'di. avans bendeydi ama.
görmüyor seni. çevir kafanı. ellerine bak.soğuklar. konuşuyor. gülüyor. ayağa kalk. 850 eksilsin. bırak baksın insanlar dizlerine, onlardan daha kalabalık değiller. sevme. çünkü sevince, derler ki, bütün delileri bir aradadır dünyanın; anlatırlar da anlatırlar sana, konuşurlar, söylerler, çiçek açmış, arı olmuş, koşmuş yorulmuş, hayatın anlamını bulmuş olursun. bilirsin. mutlusundur. duyarsın. o kadar çok ses vardır ki duyabildiğin, anlayabildiğin, dinlediğin, cevap vermek istediğin; bu dersin, hiç bitmesin. güzel anlatırsan, bütün deliler bir aradadır. seversen. gitmesin istersin. kalsın. değil ama. sandığın gibi, istediğin gibi değil. kendini kandırdın. sevindin. dişlerini fırçaladın. düştün. öyle değildi. düştün. umutların da düştü.
ayağa kalk.
unutma. biliyorum, unutkansın. ama hatırlamalısın. sen, ben. 1. 0 değil. var. diş macunun, kulaklıkların, üşüyen ellerin, uzayınca arkaya baktığında avuç içlerinde hilal biçimli izler bırakan tırnakların ve gözlerinle. varsın. ordasın. yapabilirsin.
işte böyle. kalk ayağa. dizlerini temizle, kanamışlar..

Şubat 23, 2009

break stuff

açık kaynak günleri '09'un yapılacağı tarihe yaklaşık bir ay kaldı ama ortada somut bişey yok lan. artislik olsun diye, 2009 yazmamak uğruna iki tarafında kesme işareti olan bi garabet çıktı ortaya, sen düşün gerisini. bişey değil, yine erteleye erteleye gelecek başıma ne gelirse. önümüzdeki bilmöklere bakıcaz artık..

insanın bi anda birçok şey düşünmek zorunda olması çok ilginç. monotonluktan kurtulmak adına bi sürü sorumluluğun altına giriyo insan, çoğu zaman da eziliyo. keyfinden girdiği bi proje, ya da tamamen hür iradesiyle, bişeyler yapmak için aldığı sorumluluk bi süre sonra insanın kamburunu oluşturan diğerlerine katılıyo. artık keyfini dinleyerek hareket edemiyosun, 'bu da bekleyiversin' diyemiyosun, insanlar bişeyler bekliyo çünkü. 'ben bunu yaparım/yapıcam' bitiyosun. öykü projesi var bak şimdi, dergi var, açık kaynak günleri var. hepsi de süper şeyler, olursa tabi.

TF2'nin çizgi romanı geliyomuş bu arada, sevindirik oldum bak.

Şubat 20, 2009

iyi orta gol getirir

başla.
derin bi nefes aldıktan sonra yazı yazmak daha kolay oluyomuş, ilk farkettiğim bu oldu. blog açmaktan daha zor ama. bu yüzden almak istediğim ama alamadığım adreslerin hiçbirinde tek yazı yoktu muhtemelen. insanlar saygısız yahu.
blog açmamın en büyük nedeni müstakbel dergimiz. belki oraya yazılan yazılar buraya da konur diye düşündüm sanırım. ama bi kere başladıktan sonra, yazmaya devam ederim muhtemelen. yihu!
düzenli bi şekilde yazmak konusunda şüphelerim var. aklıma geldikçe olacak sanki. bi şarkı tavsiye etmek için, ya da beğendiğim kitap/oyun vesaireyi konu malzemesi yapmak da amaçlarımdan biri. bi yerde yüz yüze söyleyebileceğim 'şu şarkı süpermiş lan.' tarzı cümelelerin kurulacağı bi yer burası. bi yandan da insanların yüz yüze söyleyebileceği şeyleri söylemek için böyle araçlara ihtiyaç duyması, insanların birbirlerinden kopmalarının etrafımdaki uzayda yansımasının bi ürünü de olabilir (hele hele!)
irc konusunda: msn irc'den daha iyi, ve bu yazıyı okuyan insanlar bilmeliler ki, irc'deki toplantılara katılma konusunda biraz geri kafalıyım. illa girecekseniz #vivalaresistance kanalına girin. ben giriyorum.
bugünlük bu kadar sanırım. evet.

İzleyiciler

bu da benim. valla.

ta kendim:

paylaşabilirsin de

Bookmark and Share