bu blogun yazarı üzgün, hayatının akışına müdahale edememekte, kaybettiklerini geri getirememekte; alıp verdiği nefesleri, umutlarını, mutlu olduğu günlerini, dökülen saçlarını, neşeli uyandığı sabahlarını, oyun oynadığı arkadaşlarını, kırılan eski gözlüğünü, yaptığı güzel esprilerini, eğlendiği müzikleri, köfte ekmek yediği dükkanı.. velhasıl güzel günlerini özlüyor. daha havadar bir yer arıyor.
gitmek istiyor.
yazı yazamayacak, bunu çok sevmişti oysa, mucizeler yaratmıştı kendi çapında. bunu da özleyecek. eski güzel günlerin bir parçası gibi düşünecek.
biraz muder'den alıntılayacağım: ben buyum. ruhu incinmiş, yalnız biriyim. gördüm, bildim, yaşadım ben. iyiyim. iyi olduğum için yalanlarını, aldatmalarını, maddiyatlarını, paralarını pullarını, birbirlerini satın almalarını, yıkmalarını, karartmalarını, karalamalarını değil, kendimi gördüm ben, insanların içinde. ve ne yapıyorsam, oynadığım oyunları, okuduğum kitapları, çocukluğumu, ailemden büyüklerimden aldığım sevgiyi, gördüğüm gösterdiğim saygıyı, insanlığı, arkadaşlığı, oyunlarda bulduğum kendimi, şiirleri, filmleri taşıdım ben kendimle. çiçeğimi, canımı verdim ben her şeyime. kısıtlı değil, kısıtlı değilim, gerekirse tek kelimeyle her şeyimi veririm.
gitmek istiyorum. uzun bir ara gerekebilir, ama, her şeyin sonunda, burada, tekrar görüşebileceğimizi umarım.
erkam.
Nereye gidiyon öyle, gitmek o kadar kolay değil hele dur buralarda daha çok yol var gideceğimiz. Öyle her gördüğün kavşağa girmemek lazım, malum kavşaklar bilimum şaklarla dolu olabilir :) Sen kal buralarda sana eski bir blog yazarı tavsiyesi :P :)
YanıtlaSil