omuzların çökmüş. çok mu ağır yükün?
bu kaçıncı bağbozumu? kaçıncı zamansız hasat? bağıra bağıra şarkı söylemek istiyorsun, boğazını yırtarcasına bağırmak, karşına alıp, her fırça darbesiyle şeklinin değişmesi gibi yüzün kadar beyaz bir tuvalin, vurmak istiyorsun bütün günahları dışına. bütün zorluklar bıraksın istiyorsun yakanı, böyle olmaz ama. böyle olmadı ki hiç.. renkler buradadır, oyundur bütün bunlar, görürsen, bilirsen.. babanın yüzünü hatırlamalısın ama önce -solucan-, çevrim o zaman başlar.
toprağın altının üstünden daha soğuk olduğunu kim söylüyor? kim inkar ediyor yalanları? kim başlatıyor savaşları? neden böyle olduğunu sen bulmalısın, yer titremeli her yeni cümleyle, sesler titremeli, ışıklar titremeli. aşkın son parçası kayıp bir bulmacadır belki de, tamamlanınca dünyayı değiştiren, bilemezsin. bilemezsin ne yaptığını, ama düşünmek değildir bunun çaresi, düşünmek çözmez. umut etmelisin, başını öne eğip, çok zor da olsa, çok ağır da olsa yükün, boynunda yüzükle hüküm dağına tırmanan buçukluk gibi, bir ayağının önüne diğerini atmak için zorlamalısın kendini. bulduğunda göreceksin, değecek.
dağları aşmak zorunda kalabilirsin, daha da zoru, vazgeçmen gerekebilir. kalbindeyken bir zamanlar, düştüyse artık aşağı, ayaklarına bağ olmaya başladıysa artık.. bırak. yürümeni engellememeli, artık zorsa, kolaylaştırabilirsin, halin varken hâlâ. bazen tek yol budur, naparsın, kanına dolan zehiri atmalısındır çok terlesen de.
hep böyle olmaz. okuduysan eğer daha önce, hep böyle olmadığını bilmelisin. söylenenlerde doğruluk payı var, ama bunu ben anlatamam sana, biliyorsundur aslında. ama, her şeyin sonunda, değdiğini söyleyebilirim. 'o'nu bulduğunda üstündesindir her şeyin, şelalede akıntıyla sürüklenirken boşluğa doğru, tutunacak kuru bir dal bulmuşsundur. nefes alırsın. dinlenirsin. yükünü indirirsin omuzlarından.
bunu gördüm.
...
burada, bunun gibi, yaptığım bazı numaraları kendi üstümde deniyorum. kendi varlığımın tam ortasında konuşmaktayım, 'burada ben derken kendimden söz etmediğimi düşünürseniz yanılırsınız', karmaşık ve flu bir zihinden gelen algı zincirleridir bunlar, ve, virgülden sonra 've' gelmez kuralı olmadan, benim olmayan bir sesle, ardı ardına gelen 'string'lerle görüyorsunuz beni. bu arada bir perdeymiş gibi gelebilir, ama aksine, karanlığıma tutulmuş bir spot lambasıdır; burada, kendi kendime, yaratmak değil de, şekillendirdiğim mucizelere şahit olmaktasınız.
ve artık, bir mucize daha var..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İzleyiciler
severek izliyoruz
bu da benim. valla.
ta kendim:
- féanor
- istanbul, Türkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
şu boş kutuya yazıyosun bi diyeceğin varsa.