uzun bir süredir yürüyorlardı. karşılarına çıkan her obje hakkında gerekli gereksiz yorum yapmaya başladıklarında son bulmuştu yolculukları aslında. işte, şimdi de, en son sokağın başındaki arabasının başında uyuyan köfteci hakkında konuşup gülüşerek adamı uyandırdıklarından beri, hiçbir şey söylemeden adımlıyorlardı yolu. epey geç olmuştu, şehir için bile geç sayılabilecek bir vakitti- 'annem görse kızar' diye düşündüğünü hatırlıyor-. etraftaki tek ses sokak lambalarının meditasyon yapıyormuş gibi çıkardıkları hafif mırıtılardı. arada bir sokak lambalarından daha çok gürültü yapan neon lambaların altından geçiyorlardı, üçüncüsünün altından geçerken 'lambaların çenesi düşmüş bugün' demişti kendi kendine. kıza bakmıştı hemen ardından, duyup duymadığını anlamak için, görünüşe bakılırsa duymamıştı. tam gözünü tekrar yola çevirmişti ki 'ne düşünüyorsun?' dedi kız ve düşünceleri bölündü. gözünü kırpıştırarak tekrar kafasını çevirdi. durmuşlardı.
çok güzeldi. bir sokak lambasının altındalardı yine, soluk ışık saçlarına vuruyor, karanlıkta daha da siyah gösteriyordu. ışığın bir kısmı çenesini ve alt dudağını aydınlatıyordu, hafif çıkık elmacık kemiklerini bir de.
'hiç' dedi, oysa tam o anda saçlarını okşamak için dayanılmaz bir istek duymuştu içinde. 'nasıl bir insan ayakkabı dükkanına kendi ismini verir diye merak ediyordum sadece, az öncekinin adı sanırım hasan'dı.' aptal gibi hissetmişti daha dudakları kapanmadan. kız gülümseyince bu düşüncenin ömrü kısa sürmüştü neyseki. 'ben de gördüm,' dedi, 'sanırım eksik harfleri tamamlayınca gerçekten de o oluyo.'
'öyle herhalde' dedi erkek ve tekrar önüne bakmaya başladı. bir yandan da yürüyorlardı, yaklaşmışlardı artık. sokak lambalarının mırıltılarını yoldan geçen tek tük araba öldürüyordu arada sırada. yokuşu indiler. yolu kolaçan ederek karşıya geçtiler. kız hızlanarak kapıya doğru gitti, uzanıp üstten ikinci zile bastı. arkasını döndüğünde erkek yetişmişti.
'anahtarın yok mu?' diye sordu. 'var, ama arayamam şimdi.' dedi kız, 'kimbilir nerde.' gülerek 'peki' dedi erkek, anahtar gözündeki önemini çoktan yitirmişti. bir an sessizlik oldu. 'ne düşünüyorsun?' dedi kız tekrar, aynı anda biri kapıyı açmıştı. 'hiç,' dedi, oysa bu doğru değildi. apartman lambası saçlarına vuruyordu..
E.
E. adına
Temmuz 17, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İzleyiciler
severek izliyoruz
bu da benim. valla.
ta kendim:
- féanor
- istanbul, Türkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
şu boş kutuya yazıyosun bi diyeceğin varsa.