Nisan 22, 2009

sensin

karanlıkta, öylece oturmak, gözlerinin bir köşeye takılması. birşeyler var gibi, oynuyor, uçuyor, kaçıyor, dans ediyorlar; yaramaz çocuklar gibiler, şirinler. noktalar. uçuyorlar. görmekten çok hissediyorsun sanırım, tam da öyle değil de, biliyorsun hani, güveniyorsun orada olduklarına. gözlerinin önündeler; düşüncelere dalıyorsun, zararlı olduğunu bile bile, kalbini kıracağını bile bile. elini kolunu bağlamasına rağmen.

erişebilirsin elini uzatabilirsen, uzatırsan. istersen. dokunabilirsin. ıslanmış bir kısmı yanağının, iz bırakmış düşenler, alışmış olmalısın; değil mi? uzatırsan elini, dokunabilirsin satırlara, sırları açılır önünde, anlatır derdini, görürsün. istersen.

uzatmıyorsun ama. görüyorsun-gördüğünü sanıyorsun. bildiğini varsayıyorsun, bir çözüm buluyorsun kendince, karanlığı dağıttığını düşünüyorsun. gidiyorsun sonra. gidiyorsun. başkaları görüyor seni, aydınlık yüzün. sanki az önce sen değilmişsin gibi o, azöncesözveren sen değildin sanki, isteyen, özleyen, 'dön' diyen, 'gitme' diyen..

sen değilsin.

1 yorum:

  1. Yoktu! Zihinde bile yoktu! Sanal alemde olamazdı! Darboğazdaydı belki, belki buradaydı! Evet evet buradaydı, ama sen fark edene kadar siktirip gitti.

    YanıtlaSil

şu boş kutuya yazıyosun bi diyeceğin varsa.

İzleyiciler

bu da benim. valla.

ta kendim:

paylaşabilirsin de

Bookmark and Share